Meyve Ve Sebzelerde Eski Tat Yok
Son 10 seneye kadar, bir odada domates kestiyseniz, diğer odalara da yayılır; ve ev ahalisi buram buram lezzet kokan domatesi afiyetle yemek için o odaya doluşurlardı.
Gerçi 10 sene evvelin insanı da yok. 10 sene evvel sahip olduğumuz şeyleri ne de hızlı kaybetmişiz geçen zamanda. 2000 (iki bin) yani milenyum çocukları artık domatesin ve salatalığın -amiyane tabirle hıyar- o lezzetli, o insanın iştahını kabartan kokusundan mahrum.
Hatta belki çoğusu, onların -sebze ve meyvelerin- kokması gerektiğin bile bilmez. Belki de onlar için, domates ve salatalığın kokmayanı daha makbuldür.
Köy Değişti
Köylü şehre indi. Geçenlerde bir doktor: “Köylü mü kaldı? Köylü artık tavuğunu, peynirini, sütünü, ekmeğini, herşeyini marketten alıyor.” demişti. Sizce de haklı sayılmaz mı?
İşin en güzelini ve doğalını daha evvel yapmıyor muyduk? %100 doğal hayvan gübresiyle, katkısız, hatta çoğu zaman ilaçsız. Eskiden bitkilere zarar veren bu kadar canlı da yoktu. Nedense zirai ilaç pazarıyla beraber, doğru orantılı bir şekilde arttı. Ne garip değil mi?
Belki de böcekler mutasyona maruz kaldı. Ya da laboratuvar ortamında geliştirildi.
Böcekler Bile Daha Doğal Besleniyor
Hatırlıyorum da, ben çocukken köyde:
– Bu kayısıları böcekler ısırmış, dediğimde.
Bana:
– E doğal, katkısız, hormonsuz, demişlerdi.
İşin aslı, böcekler bile bizden daha akıllıca seçimler yapıyor. Meyvenin ve sebzenin doğal olarak yetiştirilenini, ilaçsız ve hormonsuz olanını seviyor.
Şehirlerde Geriye Dönüş Var
Artık şimdilerde, sosyetenin ve geliri yüksek insanların, ailelerin yaşadığı semtlerde “Organik Pazarlar” kuruluyor. Ve geleneksel yöntemlerle, Organik Tarım Yönetmeliği‘ne uygun olarak yetiştirilen sebze ve meyveler satılıyor.
Gerçi emsallerinin fiyatının 3, hatta 4 misli olsa da, bu da bir başlangıç.
Umarım tarımda doğallığa dönüş olur.